23 Şubat 2025 15:44

DEM Parti İstanbul Kongresi | Bakırhan: Merak etmeyin biz kandırılmayız

DEM Parti İstanbul Kongresi’nde konuşan Tuncer Bakırhan, "Merak etmeyin biz kandırılmayız. Sayın Öcalan çağrı yaptıktan sonra artık Türkiye’de demokrasi, özgürlükler konuşulacak. Kaçan kaybeder" dedi.

DEM Parti İstanbul Kongresi | Bakırhan: Merak etmeyin biz kandırılmayız

Fotoğraf: MA

DEM Parti İstanbul Örgütü, 3’üncü Olağan Kongresi’ni Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde gerçekleştirdi. Tek liste ile gidilen seçimlerde Arife Çınar ile Çınar Altan, yeni il eş başkanları oldu. Kongrede konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Merak etmeyin biz kandırılmayız. Sayın Öcalan çağrı yaptıktan sonra artık Türkiye’de demokrasi, özgürlükler konuşulacak. Bundan kaçan kaybeder" dedi.

Kongre salonuna, “Kayyımlar gidecek, biz kalacağız”, “Büyük direneceğiz, büyük kazanacağız”, “2025 yılını özgürlük yılı yapacağız”, “Genç başladık, genç başaracağız”, “Örgütlü direneceğiz, emek sömürüsüne son vereceğiz”, ”Jin, jiyan, azadî” ve “Demokratik yaşam için eşitlik, adalet, özgürlük” pankartları asıldı. 

DEM Parti İstanbul Örgütü 3’üncü Olağan Kongresi

Fotoğraf: MA

MA'nın haberine göre kongreye, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın yanı sıra siyasi parti temsilcileri, sivil toplum ve kadın örgütleri temsilcileri ile çok sayıda partili katıldı. Yöresel kıyafetleriyle kongreye gelen kadın, “Jin, jiyan, azadî”  sloganıyla salona girdi. "Bîjî berxwedana Wan’e" ve "Bîjî berxwedana Rojava" sloganları atıldı. Açılış konuşmasını mevcut İl Eş Başkanları Gonca Yangöz ile Murat Kalmaz yaptıktan sonra saygı duruşunda bulunuldu.

DEM Parti İstanbul Örgütü 3’üncü Olağan Kongresi

Fotoğraf: MA

Bakırhan'dan operasyonlara tepki: "AKP ve MHP iktidarı yine yanlış rotada"

Konuşmasına kongreye katılanlara teşekkür ederek başlayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, kayyımlara, "kent uzlaşısı" ve "HDK" operasyonlarına tepki gösterdi.

Bakırhan, "Hem dünya hem Ortadoğu hem de Türkiye tarihsel bir süreçten geçiyor. Bu tarihsel süreçte bütün ülkeler, bütün yönetimler politikalarını gözden geçirerek, kendisini yeni döneme ve gelişmelere göre şekillendirmeye çalışıyor. Maalesef Türkiye, AKP ve MHP iktidarı yine yanlış rotada ve yolda yol almaya devam ediyor. Dünya, Ortadoğu yeniden şekillenirken bizimkiler halen 100 yıllık ret ve inkar politikalarını hayata geçiyorlar" dedi.

İktidarın, Hakkari’den başlayarak Türkiye’nin dört bir yanına kayyım atamaya ettiğini, greve giden ve insanca yaşam mücadelesi veren emekçilerin darbedildiğini, öncülerin tutuklandığını söyleyen Bakırhan, "Bu yetmiyor. Belediye eş başkanları hakkında soruşturmalar başlıyor. Yargı, muhalifler üzerinden bir sopa olarak kullanılmaya devam ediyor. Her gün kadınlar katlediliyor. İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldırarak, bir nevi kadın kırımını meşrulaştıran bir anlayışla hareket ediyorlar" ifadelerini kullandı.

"HDK terör örgütü değil ezilenler ve emekçilerdir"

HDK'nin 14 yıldır ezilen ve yok sayılan tüm halklar için mücadele yürüttüğünü söyleyen Bakırhan, "HDK’de onlarca arkadaşımız gözaltına alındı, 30 arkadaşımız tutuklanarak cezaevine gönderildi. Neymiş? HDK terör örgütü imiş. 14 yıldır İstanbul’un merkezinde binası, tabelası asılı bulunan, 14 yıl içinde siyasetçilerin, akademisyenlerin katıldığı çok değerli çalışmalar yapan, barış ve çözüm konusunda onlarca çalıştay yapan HDK’nin terör örgütü olduğu bugün mü aklınıza geldi sizin. HDK, terör örgütü değil, ezilen Kürt kadınıdır, Alevidir, gençtir, direnen işçidir, 16 milyon emeklidir. HDK Kürt’tür, Türk’tür, Arap’tır, ezilenler ve emekçilerdir" diye konuştu.

"O savcı buyursun Esenyurt’ta aday olsun"

Yerek seçimlerdeki "kent uzlaşısı" formülünün kriminalize edilmesine tepki gösteren Bakırhan, şunları kaydetti:

"Ne yapmış HDK? Kürt ve Türk ittifakı için kent uzlaşısı yapmış, büyük suçu buymuş! Kürtlerin, bütün halkların ve inançların bir arada yaşaması için çalışma yapmışsa dava açmak değil önünde saygıyla eğilmek gerekiyor. HDK, Türkiye’dir, 85 milyon insandır. Türk ve Kürt ittifakını savunmak suçsa 1920 öncesi Kurtuluş Savaşı’nda Kürtlere giden Mustafa Kemal’e ne yapacaksınız? Kurucu Meclise ne diyeceksiniz? Lazistan mebusuna, Kürdistan mebusuna ne diyeceksiniz? Kürt ve Türk ittifakı bu toprakların olmazsa olmazı ve en önemli meselesidir. HDK bu ittifakı sağlamak için kavgasız, savaşsız, çatışmasız demokratik bir Türkiye zemini için mücadele etmiştir ve etmeye devam edecektir. Bu soruşturmalar bu tutuklamalar, bu yargı sopası ile ülkenin devrimci, demokratik kurumunu kriminalize etmek doğru değil, buna izin vermeyiz. Ben HDK’liyim, biz HDK’liyiz. Hepimiz HDK’liyiz, olmaya devam edeceğiz."

"kent uzlaşısı"nın suç unsuru yapılmasının "Kürtler ve Türkler ittifak yapamaz, uzlaşamaz, yerel yönetimlerde iktidar olamaz" demek olduğunu söyleyen Bakırhan, "Bu bir savcının işi midir? Bir savcı mı karar verecek kiminle yürüyeceğimize? Kiminle ittifak yapacağımızı, kiminle Esenyurt’u yöneteceğimizi savcı beyefendiye mi soracağız" diye sordu. "Gücü yetiyorsa o savcı, buyursun Esenyurt’ta karşımıza aday olsun, iktidarı da yanına alsın, gelsin yarışalım" dedi.

Kayyımlara tepki gösteren Bakırhan, "Bu halkın iradesine kayyım atamaktan, bu halkın kimliğini onurunu yok saymaktan vazgeçin. Bu halk kendisini yönetecek, ittifak yapacak ve dün olduğu gibi bugün de yarın da daha güçlü bir şekilde İstanbul’u da Ankara’yı da Türkiye’deki bir çok kenti birlikte yönetecek. Yargının işi DEM Partinin kiminle ittifak yapacağı değil" diye konuştu.

"Sandığın itibarı yerle bir edildi"

Cumurbaşkanı Erdoğan'ın "Sandığın itibarına gölge düşürülmesine izin vermeyeceğiz" sözlerini hatırlatan Bakırhan, "Sandık mı kaldı? Sandığın onuru mu kaldı? Sandığı yere gömdünüz, yok saydınız. Van’a bakın, Mardin’e bakın, Akdeniz’e, Esenyurt’ta bakın. Oralarda sandığın itibarı yerle bir edildi. Oralarda halkın iradesi gasbedildi, çalındı" dedi.

"Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin"

Siyasi iktidara, "Bu düşmanlıktan vazgeçin. Bırakın Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin. Bırakın Kuzey ve Doğu Suriye’nin gerçeğine orada yaşayan halklar karar versin" diye seslenen Bakırhan, "Suriye rejimi üzerinde bir etkiniz varsa Kürt ile barışını sağlayın" çağrısında bulundu.

Bakırhan, "Barışa var mısınız? Hem Türkiye’de hem Suriye’de hem de Ortadoğu’da. Biz varız, Sayın Öcalan var, DEM Parti var, HDK var, Kürt, Alevi, emekçi var. Sağdan sola kadar Türkiye’de hatırı sayılır bir zemin çözüm diyor, barış diyor ama beyefendilerin aklı başka çalışıyor" ifadelerini kullandı.

"Öcalan'ın çağrısıyla bir yol haritası ortaya konulacak"

Türkiye’de tarihi bir süreç yaşandığını söyleyen Bakırhan, şöyle devam etti:

"Sayın Abdullah Öcalan, İmralı Cezaevi’nden bir tarihi çağrı yapacak. O çağrıda ekonomide adalet, demokratik ve bağımsız yargı, Kürtlerin ana dilini özgürce konuştuğu, iradelerinin gasbedilmediği, Alevilerin eşit yurttaş olduğu, gençlerin ve kadınların katledilmediği, umutlarının çalınmadığı bir demokratik Türkiye düşüncesi ortaya konulacaktır. Bir yol haritası ortaya konulacaktır. Biz de bu tarihi çağrıyı önemsiyoruz. DEM Parti olarak ilk günden beri Sayın Öcalan’ın ortaya koyacağı bu tarihi çağrının arkasında olduğumuzu, desteklediğimizi ve savunacağımızı belirtmiştik. Bir tarihi çağrı var ama bazıları memnun değil. Kimileri diyor ki 'Kürtleri kandıracaklar', Kürtler nasıl kanacaksa? 100 yıldır, 30 defa yok sayılan, katledilen, hapsedilen, sürgün edilen, açlıkla terbiye edilen bu halk kandırılmadı, bugünlere geldi. Türkiye’nin en büyük 3’üncü zemini oldu. Siz merak etmeyin, biz kandırılmayız. Bu kaygı ile gecenizi gündüzünüzü geçirmeyin. Bununla kaygılanacağınıza bu sürece destek verin. Biz kanacak bir halk değiliz, biz kanacak bir parti değiliz. Biz kanacak halklar zemini değiliz. Sayın Öcalan’ın çağrısıyla birlikte bu 'Beka, güvenlik' dedikleri, sığındıkları o liman da ortadan kalkacak. Sayın Öcalan çağrı yaptıktan sonra artık Türkiye’de demokrasi konuşulacak. Özgürlükler konuşulacak. Kimin yanında olduğu, kimin karşısında olduğu açığa çıkacak. Kimin yalan söylediği, kimin gerçekten inandığı ortaya çıkacak. Yapılacak tek şey var. Demokrasiyi de ekonomiyi de rayına sokacak Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesidir. Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Bundan kaçan kaybeder.”

Arife Çınar: İstanbul’u barış kenti yapacağız

Seçilen iş eş başkanlarından Arife Çınar, “İstanbul halkların, inançların, farklı kimliklerin olduğu bir kent. Sizlerle birlikte İstanbul’da mücadelemize devam edeceğiz. İstanbul’u barış kenti yapacağız. Tüm toplumsal dinamiklerle temas içinde olacağız” dedi.

DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanları Arife Çınar ile Çınar Altan

Arife Çınar ve Çınar Altan| Fotoğraf: MA

Çınar Altan da, “Önümüzde tarihsel bir süreç var. Bu süreçte bir taraftan kayyım politikası uygulanıyor. Diğer yandan gözaltı ve tutuklama operasyonlarıyla baskı politikası uygulanıyor. Bizler kararlı gücümüzle mücadele edeceğiz. Hem örgütlü olacağız hem de bu sürecin öncüsü olacağız. Mutlaka kazanacağız” dedi. (Politika Servisi)

Evrensel'i Takip Et